DON KİŞOT

Başta, o günlerde çok tutulan şövalye romanlarına bir yergi olarak yazılan roman, iyi ve yüce amaçlar uğruna mücadele eden Don Kişot karakteriyle hayranlık duyulacak öyle bir portre çizdi ki, delilikle karıştı. Cervantes, Don Kişot’un şahsında klasikleşen ve günümüze kadar gelen bir tip yaratmayı başarmıştır. Hayatını bir hiç uğruna harcayan bu meczup, hem ortaçağ şövalyeliğinin sonunu ve trajedisini, hem de inandığı değerler uğruna savaşan, bir kolunu kaybeden, fedakarlığının karşılığını alamayan ve iyi niyeti nedeniyle hapse düşen Cervantesin kendi düş kırıklıklarını simgeler. İnsanlığı kurtarmak, kötülüğü yenmek gibi bir amaçla çıkmıştır yola. Onun fark edemediği, kötülüğün artık doğa üstü olmadığıdır. Kötü olan güçlü kişilerdir ve onlara karşı savaştan bir idealistin galip çıkması mümkün görünmemektedir. Kafasında bir tas, elinde bir sopa, üzerinde paslı bir zırh ve cılız atıyla yola çıkar. Onunki, herkese rağmen kendi düşüncelerinden vazgeçmeyen, aynı zamanda yoksulluğun ve hayal gücünün değere dönüştürülmesi, sınıf, kader ve sınır tanımayan romantizm üzerine bir ders niteliğindedir. Delilikle karışan idealizmi, pes etmeden yeldeğirmenleriyle savaşması, kalbin kurtuluşunu aşkta araması, bilgece ve sözleri , günümüzde de varolan bir insan tipidir Don Kişot. Orman Şövalyesi ve devler gibi hayali düşmanlarını alt edemiyor olabilir ama hâlâ kalpleri fethetmeye devam ediyor. Çünkü çok komik ve kendi evrenini yaratabilmiş bir karakter.
  • 15 Artworks
  • 5 Available
Dilek Özalp